23 Ağustos 2010 Pazartesi

Etliye Sütlüye Karışmamak !..

Gördüğü kötülüğü düzeltmek için gayret eden kaç kişi vardır ki? Sessizce uzaklaşmak marifet olmuş. Suya sabuna dokunmamak öğretilir olmuş çocuklara... "Kendini düşün" , "Kendin için yaşa", "Kendinden başka kimseyi umursama", "Bu dünyaya bir kere geldin, hayatını yaşa" zihniyeti artık yeni inançlarımız olmuş. Duyarsızlık, "görmüyor, duymuyor, bilmiyor" gibi yapmak kalpsizlik değildir de nedir?

Etliye sütlüye karışmadan, kötülüğü düzeltmeye çalışmadan, kendince iyi olduğunu zannedenler, taşın altına elini koymayanlar, katı kalplilerin en önde gideni olmazlar mı? Zalimin zulmüne sessiz kalmak -biz ne kadar iyi olursak olalım- acı çekenlerden uzak durmak merhamet midir?

"... Gerçek şu ki, gözler kör olmaz; lakin göğüsler içindeki kalpler kör olur" (El-Hac Suresi,46)



Nefsimizin isteklerini ilah edindikçe kaskatı kesilen kalplerimiz, daha kimlere acı verecek; kim bilir?

Kaynak: Fatma Hale Liman - Kalpsizlerin Zulmü 
Altınoluk Dergisi Eki: Şebnem - 08/2010

Hiç yorum yok: