18 Temmuz 2010 Pazar

Nafile Namazlar (Kısaca)

Teheccüd Namazı (Gece Namazı): yatsı namazından sonra , daha uyumadan veya bir miktar uyuduktan sonra. 2 rekattan 12 rekata kadar.

İşrak Namazı: Güneş doğduktan kırk-elli dakikalı zaman geçtikten sonra kılınır. 3 rekattır. "Bir kimse sabah namazını cemâatle kıldıktan sonra oturup güneş doğuncaya kadar zikir ile meşgul olsa, güneş doğunca da iki rekat (İşrak) namaz kılsa, bir nafile hac ve umre sevabına nail olur." (İhyâ, I. 336)

Duhâ (Kuşluk) Namazı : Günün yükselmeye başladığı zamandan Zeval vaktine yarım saat kalıncaya kadar kılınabilir. İki rekattan on rekata kadar kılınır.(İkişer ikişer)

Evvabin Namazı : Akşam namazının sünnetinden hemen sonra, iki rekattan altı rekata kadar kılınır. 6 rekat kılan 12 senelik ibadet yapmış gibidir.

Abdest Şükür Namazı : Abdest veya gusül aldıktan hemen sonra aklından bir şey geçirmeden 2 rekat kılınır.

Tahiyyetül Mescid Namazı : Mescide girdiğinde 2 rekat olarak kılınır.

Yolculuk Namazı : Sefere çıkarken ve seferden döndüğünde eve girmeden 2 rekat olarak kılınır.

Tesbih Namazı : 4 rekattır. Sadece ayakta 15. Diğer rükunlarda 10. Bir rekatta 75 kere) Tesbih şudur: "sübhânellâhi ve'l-hamdü li'llâhi ve lâ ilâhe illallâhü va'llâhu ekber"

Hacet Namazı: Rasûl-i Ekrem -sallallâhu aleyhi ve selem- her hangi bir ihtiyacı olan kimselere iki rek'at namaz kılmalarını sonra Allâh Teâlâ Hazretlerine senâda bulunmasını, Rasûlullâh -aleyhi's-salâtü ve's-selâm-'a salât okumasını, daha sonra da şu duâyı yapmasını söylemiştir: 'Halîm ve kerim olan Allâh'tan başka ilâh yoktur. Arş-ı A'zam'ın rabbi noksan sıfatlardan münezzehtir. Âlemlerin Rabbi'ne hamd olsun. Allâhım! Rahmetine vesile olacak amelleri, mağfiretini celbedecek esbâbı taleb ediyor, her çeşit günahtan koruman için yalvarıyorum. Her çeşit iyilikten zenginlik, her çeşit günahtan selâmet diliyorum. Rabbim! Affetmediğin hiçbir günâhımı, kaldırmadığın hiçbir sıkıntımı bırakma! Rızâna uygun olan her türlü dileğimi yerine getir! Hangi amelden râzı isen onu ver, ey Rahîm olan, bana en ziyâde rahmet gösteren Rabbim!' bundan sonra dünyevî veya uhrevî her ne dilerse taleb eder, çünkü o dilek takdir edilir." (İbn-i Mâce, İkâme, 189; Tirmizî, Vitr, 17)

- Abdest alıp dört rek'at namaz kılan ve şu duayı yapan kimsenin, zorda olsun veya olmasın duası kabul edilir: "Ey gönüllerin sevgilisi (Yâ Vedûd), ey yüce arşın sâhibi, ey dilediğini yapan Allâhım! Ulaşılmayan izzetin, kavuşulmayan saltanatın ve arşını kaplayan nûrun için ...... istiyorum! Ey imdâda koşan Allâhım! Yetiş imdâdıma." (İbn-i Hacer, el-İsabe, IV, 182)

17 Temmuz 2010 Cumartesi

Nafile Namazlar

  1. Teheccüd Namazı (Gece Namazı): Yatsı namazından sonra , daha uyumadan veya bir miktar uyuduktan sonra, kılınacak nafile namaza "gece namazı"denir. Bir miktar uyuduktan sonra kalkılıp kılınırsa "Teheccüd" adını alır. Teheccüd namazı iki rekettan on iki rekata kadardır. İki rekatta bir selam verilmesi daha faziletlidir.


    "Gece namazına devam ediniz. Zira bu sizden önceki salihlerin ibadetidir. Çünkü gece ibadeti, Allah'a yakınlık günahlara kefaret olup insanı bedeni hastalıklardan korur ve günahlardan uzaklaştırır." (Tirmizi, Deavât, 101)

    "Gecenin bir kısmında da sadece sana mahsus bir nafile olmak üzere uykudan kalk, Kur'ân ile teheccüd namazı kıl, Yakındır ki Rabbin seni bir makam-ı mahmuda eriştire." (el-İsrâ/17, 79)

    "Sabah namazından önce kılınan iki rek'at nâfile namaz dünyanın tamamından daha hayırlıdır." (Müslim, Salâtu'l-Müsâfirîn, 96)

    "Allâh her peygamberde belirli birşeye karşı aşırı bir istek yaratmıştır. Benim en çok hoşlandığım şey de gece ibâdetidir..." (Heysemî, Mecmau'z-zevâid, II, 271)

    "Geceleyin kalkıp namaz kılan, hanımını da kaldıran, kalkmazsa yüzüne su serperek uyandıran kimseye Allah rahmet etsin. Aynı şekilde geceleyin kalkıp namaz kılan, kocasını da uyandıran, uyanmazsa yüzüne su serperek uykusunu kaçıran kadına da Allah rahmet etsin." (Ebû Dâvud, Tatavvu, 18, Vitir, 13)


  2. İşrak Namazı: İşrak namazı, Güneş doğduktan kırk-elli dakikalı zaman geçtikten sonra kılınır. 3 rekattır.

    "Bir kimse sabah namazını cemâatle kıldıktan sonra oturup güneş doğuncaya kadar zikir ile meşgul olsa, güneş doğunca da iki rekat (İşrak) namaz kılsa, bir nafile hac ve umre sevabına nail olur." (İhyâ, I. 336)


  3. Duhâ (Kuşluk) Namazı : Günün yükselmeye başladığı zamandan Zeval vaktine yarım saat kalıncaya kadar kılınabilir. İki rekattan on rekata kadar kılınır.


    "Bir kimse kuşluk namazının iki rekatına devam etse, günahları deniz köpüğü kadar çok olsa bile affolunur." (Tirmizi, Vitr, 15)

    "Ey Ademoğlu! Günün evvelinde benim için dört rekat namaz kıl ki, ben de günün sonunda seni kollayayım" (et-Terğip ve't-terhib, c. 1, s. 464)

    Hazret-i Aişe -radıyallahü Anhâ-'den rivayete göre Rasul-i Ekrem -sallallahü aleyhi ve sellem-', Kuşluk namazını ikişer ikişer dört rekat olarak kılar, (bazen) dilediğince de arttırırdı. (Müslim. Müsafirin, 78)


  4. Evvabin Namazı : Akşam namazının sünnetinden hemen sonra, iki rekattan altı rekata kadar kılınır.


    "Bir kimse Akşam namazından sonra hiç konuşmadan altı rekat namaz kılsa, o namaz (sevap bakımından) on iki senelik ibadete denk olur." (Tirmizi, Mevakit, 204)

  5. Abdest Şükür Namazı : Abdest veya gusül alındıktan sonra vakit müsaitse, yaşlık kuruyacak kadar bir zaman geçmeden iki rekat namaz kılınması menduptur.


    "Her kim şu benim aldığım gibi abdest alır ve aklından bir şey geçirmeyerek iki rekat namaz kılarsa geçmiş günahları af olunur." (Buhari, Vudû, 14)

  6. Tahiyyetül Mescid Namazı : Tahiyyetü'l mescid namazı, mescide girildiğinde daha oturmadan kılınmalıdır. Faziletli olan da budur. Oturulduktan sonra da kılınır. Bazıları; oturmadan kılınırsa eda, oturduktan sonra kılınırsa kaza olur, demişlerdir. Mescide günde birkaç defa bu şekilde girilse , bir defasında böyle namaz kılınması yeterlidir. 2 veya daha fazla rekat kılınabilir.


    "Sizden her kim mescide girerse iki rekat namaz kılmadan oturmasın" (Buhari, Salat, 59)

  7. Yolculuk Namazı : Sefere çıkarken ve seferden döndüğünde eve girmeden 2 rekat olarak kılınır.

    "Bir kimse sefere çıkmayı isterken çoluk çocuğunun yanında kılacağı iki rekat namazdan daha üstün bir şey bırakmış olmaz. -Namaz onun yerine hayru'l Halef olur.-" (Tebarâni)

  8. Küsuf ve Hüsuf Namazı : Güneş ve Ay tutulmasında kılınan namazlardır. 2 rekattır. Güneş tutulması namazı cemaatle kılınabilir, ay tutulması namazı cemaatle kılınmaz.

  9. Şükür Namazı : Peygamber Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve selem- sevindiğinde veya sevindirici bir haber aldığı zaman Allâh'a şükretmek için secdeye kapanır ve namaz kılardı.

  10. Tesbih Namazı : 4 rekattır. Her rekatta :
    - Ayakta Fatiha ve bir sure okunur. 15 defa tesbih yapılır.
    - Rukada 10 kere tesbih yapılır.
    - Rüküdan başını kaldırınca 10 kere tesbih yapılır.
    - Secde yapıp 10 kere tesbih yapılır.
    - Secdeden başını kaldırınca 10 kere tesbih yapılır.
    - Yeniden secde yapılınca 10 kere daha tesbih yapılır.
    - İkinci secdeden de başını kaldırınca 10 kere daha tesbih yaparsın. (Bir rekatta 75 kere)
    Tesbih şudur: "sübhânellâhi ve'l-hamdü li'llâhi ve lâ ilâhe illallâhü va'llâhu ekber"

    "... Eğer sen bunu yaparsan Allâh senin bütün günahlarını; önceki-sonraki, eski-yeni, hatâen yapılan, kasden yapılan, küçük-büyük, gizli-açık yani hepsini affeder. Dilersen bu namazı her gün bir kere kıl. Her gün yapamazsan haftada bir kere, haftada yapamazsan ayda bir kere, o da olmazsa yılda bir kere yap. Yılda bir kere de kılamazsan hiç olmazsa ömründe bir kere yap." (Ebû Dâvud, Tatavvu', 14; Tirmizî, Vitr, 19)

  11. İstihare Namazı :

    Bir şeyin kendisi hakkında hayırlı olup olmadığına dair. Manevi bir işarete kavuşmak için kılınan iki rekatlık bir namazdır. Birinci rekatta "Kafirun Suresini" İkinci rekatta "İhlâs Suresini" okumak mustahaptır. Namazdan sonra İstihâre Duası okunur (İstihare duası için bakınız: Delilleriyle İslam İlmihali, Prof. Dr. Hamdi DÖNDÜREN, s. 350), sonra da abdestli olarak kıbleye yönelip yatılır. Rüyada beyaz veya yeşil görülmesi hayır ve iyiliğe; siyah veya kırmızı görülmesi ise şerre işarettir.

  12. Tevbe Namazı : Her günah işlendiğinde en az iki rekat kılınabilir.


    -"Bilâl! Hangi ameli yaparak benden önce cennete girdin? Dün gece cennette, senin ayakkabılarının tıkırtısını önümde duydum" diye sordu. Bilâl -radıyallâhu anh- de:
    - Yâ Rasûlallâh! Ne zaman bir günah işlesem arkasından hemen kalkıp iki rek'at namaz kılarım, abdestim bozulduğunda da vakit geçirmeden hemen abdest alırım. (Her abdest aldığımda da Allâh'ın üzerimde iki rek'ât namaz hakkı olduğunu düşünürüm ve kılarım. ) dedi. Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem -aleyhi's-salâtü ve's-selâm-:
    - "İşte bunun sâyesinde" buyurdular. (İbn Huzeyme, Sahîh, II, 213 (1209)

  13. Hacet Namazı:

    - Rasûl-i Ekrem -sallallâhu aleyhi ve selem- her hangi bir ihtiyacı olan kimselere iki rek'at namaz kılmalarını sonra Allâh Teâlâ Hazretlerine senâda bulunmasını, Rasûlullâh -aleyhi's-salâtü ve's-selâm-'a salât okumasını, daha sonra da şu duâyı yapmasını söylemiştir: 'Halîm ve kerim olan Allâh'tan başka ilâh yoktur. Arş-ı A'zam'ın rabbi noksan sıfatlardan münezzehtir. Âlemlerin Rabbi'ne hamd olsun. Allâhım! Rahmetine vesile olacak amelleri, mağfiretini celbedecek esbâbı taleb ediyor, her çeşit günahtan koruman için yalvarıyorum. Her çeşit iyilikten zenginlik, her çeşit günahtan selâmet diliyorum. Rabbim! Affetmediğin hiçbir günâhımı, kaldırmadığın hiçbir sıkıntımı bırakma! Rızâna uygun olan her türlü dileğimi yerine getir! Hangi amelden râzı isen onu ver, ey Rahîm olan, bana en ziyâde rahmet gösteren Rabbim!' bundan sonra dünyevî veya uhrevî her ne dilerse taleb eder, çünkü o dilek takdir edilir." (İbn-i Mâce, İkâme, 189; Tirmizî, Vitr, 17)

    - Abdest alıp dört rek'at namaz kılan ve şu duayı yapan kimsenin, zorda olsun veya olmasın duası kabul edilir: "Ey gönüllerin sevgilisi (Yâ Vedûd), ey yüce arşın sâhibi, ey dilediğini yapan Allâhım! Ulaşılmayan izzetin, kavuşulmayan saltanatın ve arşını kaplayan nûrun için ...... istiyorum! Ey imdâda koşan Allâhım! Yetiş imdâdıma." (İbn-i Hacer, el-İsabe, IV, 182)

  14. Zelzele Namazı :İbn-i Abbas -radıyallâhu anh-'ın zelzele dolayısıyla altı rükû ve dört secde ile namaz kıldırdığı, rivâyet edilmektedir. (A. Köksal, XI, 222; İbn-i Ebî Şeybe, Musannef, II, 472)

Kaynak: Namazzamani.net 'daki bilgilerden kısaltılarak derlenmiştir

15 Temmuz 2010 Perşembe

Umrenin Fazileti

"Hac ve Umre yapanlar Allah'ın misafirleridir. O'ndan birşey isterlerse, onlara cevap verir. Af isterlerse, onları affeder."  (Hadis-i Şerif)

"Umre, ikinci bir umreye kadar olan günâhlara keffârettir" (Hadis-i Şerif)

"Ramazan ayında yapılan umre hacca denktir" (Hadis-i Şerif)



MEKKE


KABE-İ MUAZZAMA = BEYTULLAH = MESCİD-İ HARAM

Mescid-i Haram'da kılınan namaz başka mescidlerden 100000 defa daha faziletlidir. Mescid-i Nebevi'de kılınan namaz başka mescidlerden 1000 kat daha faziletlidir. 

"Allah bu ev için hergün 120 adet rahmet indirir. Bunun altmışı tavaf edenlere, kırkı namaz kılanlara,yirmisi de ona bakanlara, seyredenlere verilir"  (Hadis-i Şerif)

"Rüknül Yemani ve Hacerül Esved'e dokunmak günahları siler"  (Hadis-i Şerif)

"Semanın kapılarının açıldığı ve duaların kabul edildiği dört zaman vardır. Bunlardan biri, müminlerin Allah yolunda düşmanla karşılaştıkları, yağmurun yağdığı, namaz kılındığı ve Kabe’nin görüldüğü anlardır" (Hadis-i Şerif)

"Rükn (Hacerülesved) ve Makam-ı İbrahim cennet yakutlarından iki yakuttur. Eğer Allah onların aydınlıklarını (ziyasını) gidermemiş olsaydı doğu ile batı arasını sürekli aydınlatırlardı." (Hadis-i Şerif)

Kime ki Kabe nasib olsa Huda rahmet eder
Her kişi hanesine sevdiğin davet eder. (Nahifi)



Hacerül Esved: Tavafa başlama noktasını gösterir. Hakkında bir çok rivayetler vardır. Cennetten indiği, Cenab-ı Hakk'ın bezm-i eleste bütün insanlardan kendisini Rab olarak tanımları hakkında aldığı sözü içinde taşıdığı ve buna uyanlara Kıyamet gününde şahitlik yapacağı, Hacerülesved'e dokunanın Rahman'ın eline dokunmuş gibi olacağı gibi... Resul-i Ekrem'de bir defasında dudaklarını üzerine koyarak uzun süre ağlamıştır.

Makam-ı İbrahim: Kuran-ı Kerim'de iki yerde geçer. Hz. Peygamberimiz de arkasında iki rekat kılmıştır. Kabe kapısının karşısında 10 metre kadar mesafededir. Makam-ı İbrahim olarak bilinen cam fanusun içinde İbrahim Aleyhisselam’ın Kabe'yi inşa ederken iskele olarak kullandığı rivayet edilen taş üzerinde bulunan İbrahim Aleyhisselam’ın ayak izleri beş ila altı bin yıldan fazla bir zamandan beri muhafaza edilmektedir. Hz. İbrahim "Tevhid'in Babası" olarak nitelendirilir. Makam-ı İbrahim'de namaz kılarak bir bakıma Hz. İbrahim'in ayak izlerini takip ettiğimizi ve bu tevhidi idrake katıldığımızı gösteririz.

Altın Oluk: Kıble, Mescid'i Aksa'dan Kabe'ye çevrildiğinde Mescid-i Nebevi'nin kıblesi tam oluğun bulunduğu tarafa isabet etmişti. Bundan dolayı Resul-i Ekrem'in kıblesi olarak meşhur olmuştur.  Altın oluğun altı seçkinlerin namazgahı kabul edilir. Hz. Peygamber'in tavaf sırasında oluğun altına geldiğinde "Allah'ım senden ölüm anında rahatlık, hesap anında da af dilerim" diye dua ettiği bilinmektedir. Oluğun altında yapılan duaların mutlaka kabul edileceğine dair hadisler nakledilmektedir.

Mültezem: Hacer-ül esved ile Kabe kapısı arasında kalan kısımdır. Allah resülü(s.a.s) 'nün de Mültezeme gelerek göğsünü ,yüzünü ve ellerini açıp oraya yapıştığı ve o şekilde dua ettiği rivayet edilmektedir.Mültezem de yapılacak duaların kabul edileceği rivayetler arasında yer almaktadır.

Müstecar: Mültezemin simetriğinde kalan, Rüknülyemani ile daha sonradan kapatılan Kabenin arka kapısı arasında kalan bölgedir. Bir rivayete göre Cenab-ı Hak Hz. Adem'in tövbesini burada, diğer bir rivayete göre mültezemde kabul etmiştir.

Rüknülyemani: Hadis-i Şerif'e göre burada 70000 görevli melek vardır. Rüknülyemani altında: "Allah'ım! Senden dünyada da ahirette de af ve senlik dilerim; Rabbimiz bize dünyada da ahirette de güzellik ihsan et ve bizi cehennem azabından koru" diye dua edenlerin dualarına amin derler.

Şazervan: Kabenin temellerinin dışarıda kalan yüzeylerinin mermer levhalarla kaplanmış yerleridir. Hicr tarafındaki kuzeybatı duvarı hariç üç tarafta da vardır.

Hicr: Hatim adı verilen duvarla çevrilidir, aslında Kabenin bir parçasıdır. Hz. Peygamberimiz (S.A.V) Kabe içinde namaz kılmak isteyen Hz. Aişe anamıza burada namaz kılmasını, çünkü buranın Kabeden bir parça olduğunu söylemiştir.

Zemzem: "Yeryüzünde bulunan suların en hayırlısı zemzem suyudur; içilmesi açlığı giderir, hastalığa şifa olur" (Hadis-i Şerif) Resul-i Ekrem efendimiz (SAV) tavaf sonrası su içerlerdi.

Safa ve Merve: "Safa Merveye göre, Mescid-i Haram'a daha yakındır ve biraz daha yüksektedir. Araları yaklaşık 400 metredir. Kuran-ı Kerim'de Allah'ın koyduğu sembollerden olduğu belirtilir. Safa ve Merve arasında yapılan say Hz. Hacer'in oğlu İsmail'e su bulmak için iki tepe arasında telaşla koşturmasının, tabi tutulduğu bu şiddetli imtihanı Allah'a olan güveni ve inancı uğruna sıkıntılara göğüs germesine bir ödül olarak başarmasının anısını canlandırır.

Arafat: Hz Adem ile Hz Havva'nın yeryüzüne indikleri ve birbirini tanıdıkları yer. Cebrail'in hz. İbrahim'e haccın nerede ve nasıl yapılacağını öğretirken geldiği yer. İnsanlar burada Hz. Adem ve Hz Havva gibi birbirleriyle tanışırlar, günahlarını itiraf ederek Allah'tan af dileyerek kulluklarını ve çaresizliklerini arz ederler.


DUALAR

Hz. Peygamberimiz Kabenin her köşesinde tekbir, tehlil ve tesbihte bulunmuş.Biz de öyle yapmalıyız.

Rüknülyemani altında: "Allah'ım! Senden dünyada da ahirette de af ve senlik dilerim; Rabbimiz bize dünyada da ahirette de güzellik ihsan et ve bizi cehennem azabından koru" Hadis-i Şerif'e göre 70000 bin görevli melek bu duaya amin der.

Zemzem içerken kabeye dönülür, Allahın adı zikredilerek 3 defa solu alakarak her defasında Kabeye bakarak zemzem içilir ve Allah'a hamd edilir. İçerken çok çok dua edilir. "Allahım! Senden faydalı ilim, bol rızık ve her dertten şifa niyaz ediyorum" şeklinde dua edilir.



MEDİNE-İ MÜNEVVERE

Hz. Muhammed (s.a.s)'in medfûn bulunduğu “Hücre-i Saadet”, Kâbe dahil yeryüzünün her noktasından, göklerden ve arştan daha üstün ve şerefli kabul edilmiştir (Tecrid, IV 258). Kabr-i saadetlerini ziyaretin faziletiyle ilgili olarak şu iki hadis zikredilir: “Kabrimi ziyaret edene şefaatim sabit bir hak olur”; “Kim ki, beni vefatımdan sonra ziyaret ederse, hayatımda ziyaret etmiş gibidir” (Acluni, Keşful-Hafâ, Beyrut 1351, II, 250).







UMRE İLE İLGİLİ AYETLER

“ Bütün insanların Allah’a ibadet etmeleri için yeryüzünde kurulan ilk mabet, alemlere hidayet,rahmet ve sevap kaynağı olan Mekke’deki Kabe’dir.” – Al-i İmran / 96 -

“ Orada apaçık nice alametler,Makam-ı İbrahim vardır. Oraya giren emniyet içinde olur. Gücü yeten, imkan ve yol bulan insanlar üzerinde, Beytullah’ı haccetmeleri, Allah’a bir kulluk borcudur.Kim bunu inkar eder, bu hakkı, bu farzı tanımazsa Allah’ın ne ona, ne ameline, ne de kainatta bulunan herhangi bir şeye ihtiyacı vardır. O bütün alemlerden müstağnidir.” - Al-i İmran / 97 –

“Ey İbrahim! İnsanları hac yapmaya çağır, dünyanın her tarafından ister yaya olarak ister nakil vasıtalarıyla gelip Rablerinin onlar için tahsis ettiği dünya ve ahiret nimetlerine kavuşsunlar, belirli günlerde ( hac günleri ) Allah’a ibadet edip onlara nimet olarak verilen hayvanları kurban ederken Allah’ın adını ansınlar ve hem kendileri yesinler, hem de fakirleri doyursunlar. Böylece maddi ve manevi kirlerini gidersinler. Hac vecibelerini ve verdikleri sözleri yerine getirsinler ve Kabe’yi tavaf etsinler.” – Hac / 27,28,29 -

“ Allah için, Haccı da Umreyi de hakkıyla eda edip tamamlayın...” - Bakara/ 196-

“ Hac ayları malum olan ( şevval- zilkade ve zilhicce) aylarıdır. Kim bu aylarda hacca niyet ederek ihramlaşırsa , artık ona söz ve fiiller, günah ve isyan içeren hal ve hareketler ile kavga, dövüş ve düşmanlık yapmak yasaktır. Sizin bütün bunlardan korunarak yapacağınız hayır ve hasenatı Allah takdir ederek sevabını verecektir. Hac süresince kimseye muhtaç olmayacak şekilde maddi yönden hazırlıklı olunuz, ancak hazırlığın en hayırlısı Allah’ın rızası doğrultusundaki manevi hazırlıktır. Ey akıl sahipleri, benim emirlerime ters düşmekten sakınınız.” - Bakara / 197-


UMRE İLE İLGİLİ HADİSLER

"Umre, ikinci bir umreye kadar olan günâhlara keffârettir. Mebrûr haccın karşılığı ise ancak cennettir" (Nesaî, Hac, 3, Zekat, 49, İmân, 1; Dârimî, Menâsik, 7, Salât, 135; Tirmizî, Hac, 6; Ahmed b. Hanbel, I, 387, III,114, 412, IV, 342).

"Hac ve Umre yapanlar Allah'ın misafirleridir. O'ndan birşey isterlerse, onlara cevap verir. Af isterlerse, onları affeder. " (İbn Mâce, Menâsik, 5).

Hadiste şöyle buyurulur: " Hac ve umreyi peşi peşine yapınız. Bu ikisi, körüğün; demir, altın ve gümüşün pasını yok ettigi gibi, fakirliği ve günâhları yok eder. Mebrûr haccın sevabı ancak cennettir" (Tirmizî, Hac, 2; Nesâî, Hac, 6; İbn Mâce, Menâsik, 3)

11 Temmuz 2010 Pazar

Gerçek nimeti görmemek

Bir kişi fakirliğini âriflerden birine şikâyet etti ve bundan çok üzüldüğünü belirtti.

Ârif zat ona dedi ki:
Senin iki gözünün kör olup onbin dirhemin olması seni sevindirir mi?

Adam ‘Hayır!’ dedi.

Ârif zat ‘Dilsiz olup onbin dirhemin olmasını ister misin?’ dedi.

Adam ‘Hayır!’ dedi.

Ârif zat, ‘O halde Mevlânın senin yanında ellibin dirhem değerinde nimetleri olduğu halde şikâyet etmeye utanmıyor musun?’ dedi...

8 Temmuz 2010 Perşembe

Her An Nimet İçindeyiz Ama Farkıda mıyız?

İmam-ı Gazali hazretleri buyurdu ki:

İnsanları nimetin şükründen cehalet ve gaflet alıkoymuştur.
Bundan dolayı nimete şükrü; sadece Elhamdülillâh veya Allaha şükür demek olduğunu zannederler. Bilmezler ki şükrün mânâsı; nimeti, nimetten kastedilen hikmetin tamamlanmasında kullanmak demektir. Bu da ibadettir.

Yine Cenab-ı Hak, farkında olmadığımız o kadar çok nimet vermiş ki, bunların çoğu aklımıza gelmez. Mesela, hava nimetinden ötürü Allaha şükretmek aklımıza gelmez.
Eğer bir kişi havasız kalsa birkaç dakikada ölür.
Herhangi bir sebepten dolayı havasız kalan bunu nimet olarak takdir eder ve Allah’a bundan dolayı şükreder. Bu ise nimetten gafil olmanın sonucudur.
Zira onların şükretmeleri nimeti kendilerinden aldıktan sonra kendilerine geri vermeye bağlıdır. Halbuki bütün hallerde nimete karşı şükretmek sadece bazı hallerde şükretmekten daha evlâdır.
Gözü gören bir insanı gözünün sıhhatinden dolayı Allaha şükreder görmezsin. Ancak gözü kör olduktan sonra eğer kendisine geri verilirse şükreder ve nimet sayar.
Allahü teala rahmetinin geniş olmasından ötürü bütün halka bunu vermiştir. Her durumda halk için bol bol ihsanda bulunmuştur. Fakat cahil bunu nimet saymaz.

Bu gafil insan kötü köle gibidir.
Daima azarlanmayı hak eder, bir saat azarlanmazsa onu canına minnet sayar. Eğer daima hakaret görmezse rahatlık batar, şükrü terk eder.
İnsanlar çok veya az kendisine özel olarak verilen mala karşı şükrederler, Allah’ın bütün insanlara ortak olarak vermiş olduğu bütün nimetleri unuturlar.

Nitekim bir kişi fakirliğini âriflerden birine şikâyet etti ve bundan çok üzüldüğünü belirtti.
Ârif zat ona dedi ki:
Senin iki gözünün kör olup onbin dirhemin olması seni sevindirir mi?’ Adam ‘Hayır!’ dedi. Ârif zat ‘Dilsiz olup onbin dirhemin olmasını ister misin?’ dedi.
Adam ‘Hayır!’ dedi. Ârif zat, ‘O halde Mevlânın senin yanında ellibin dirhem değerinde nimetleri olduğu halde şikâyet etmeye utanmıyor musun?’ dedi...

Çok Yememeli

“Ademoğlunun doldurduğu en zararlı kap karnıdır. Ademoğluna belini doğrultacak kadar lokma kifayet eder. Eğer Ademoğluna nefsi galebe çalar da fazla yeme zorunda kalırsa, bu durumda karnını üçe ayırsın; biri yemek, biri su, biri de rahat nefes için olsun...” (Hadis-i Şerif)

Sivrisinek aç olduğu müddetçe yaşar. Doyduğu zaman şişer ve semiri. Semirince de ölür. Ademoğlu da böyledir. Şişip semirdiği zaman kalbi ölür.

Hz. Aişe, Resulullah’ın (asm) vefatından sonra ümmette zuhur eden ilk bela’nın tokluk olduğunu söylemiştir.


6 Temmuz 2010 Salı

Okuma Notları: Hayatımızı Kolaylaştıran Hadisler ve Öyküler 1

  • Her ne yapacaksan Allah için yap.
  • Mühim olan kalptir, kalbin temizliğidir. Temiz kalp bir haram karşısında titrer.
  • En hayırlı amel namazdır.
  • Rabbim, nihayeti olmayan rahmet hazinesinin kapısını, ihsân sofrasını herkese açmış iken, başkasına nasıl giderim? Kim istedi de vermedi? Kim geldi de, boş döndü? İstemesini bilmezsen, alamazsın. Huzûruna edeple çıkmazsan rahmetine kavuşamazsın!
  • Ademoğluna belini doğrultacak bir kaç lokma yeter.
  • Şükrünü eda ettiğin az mal, şükrünü yerine getiremeyeceğin çok maldan iyidir. (Hadis-i Şerif)
  • Düşünen sahip olduğu nimetin farkına varır. Düşünmeyen ise kendisini mahrumiyette sanır.
  • Dünya meşgaleleri asla ibadetten, namazdan daha önemli olamaz.
  • Bu hayatın sonunda hesap yok mu zannettin sen? Lokantanın garsonu bile, 'Burun hesabınız' diyor. (Necip Fazıl Kısakürek)
  • Sabrın kendisi acıdır, lakin meyvesi tatlıdır.
  • Hayat pazarında veren değil alan kazançlıdır her zaman.
  • Her işte bir hayır vardır. Başta ondaki hayır görülmese de, sabırdan tevekkülden ayrılmamalı isyan etmemeli.
  • Hayat imtihanı ağır ama ödül de hafif değil.
  • Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye katında sıddîk (doğru sözlü) diye yazılır. Yalancılık kötüye götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye katında kezzâb (çok yalancı) diye yazılır.
  • Hz. Aişe'ye sorarlar: "İnsan kendinin iyilerden olduğunu nasıl anlayabilir?" Şöyle cevap verir: "Ne zaman kendini kötülerden bilirse o zaman" Yine sorarlar: "Kötülerden olduğunu ne zaman anlar" Bu sefer de şöyle cevap verir: "Ne zaman kendini iyilerden bilirse o zaman"
  • Müslüman olup, kendisine yetecek kadar rızık verilip, Allahın verdiklerine kanaat eden, gerçekten kurtuluşa ermiştir (Hadis-i Şerif) - Not: İnsan aç gözlü olmamalı, mal için kendisi rezil etmemeli, paraya ve mala ve şehevi duygularına kul olmamalı.
  • "Ey hünerlerini avucunda tutup ayıplarını koltuğunda saklayan mağrur! Acz gününde bu geçmez akçeyle ne alacaksın?" (Sadi-i Şirazi) - Not: Aşşah için yapılmayan ibadetler acz gününde geçmez akçe olur.
  • (İnsanı) helâk eden şu yedi şeyden kaçının Onlar nelerdir ya Resulullah dediler Bunun üzerine: Allah’a şirk koşmak, sihir, Allah’ın haram kıldığı cana kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, savaştan kaçmak, suçsuz ve namuslu mümin kadınlara iftirada bulunmak buyurdu
  • Günahın arkasından hemen iyilik ve hayır yetiştir ki, onu yok etsin. (Hadis-i Şerif)
  • Her insan hata eder. Hata işleyenlerin en hayırlısı tevbe edenlerdir. (Hadis-i Şerif)
  • Kimsenin yaptığı yanına kalmaz. Ya bu dünyada cezasına görür ya da öte dünyada.
Arkadaş ve İnsan İlişkileri
  • Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mümin) kardeşi için istemedikçe, (gerçek) iman etmiş olamaz. (Hadis-i Şerif)
  • Kişi dostunun dini üzerinedir. Öyleyse herbiriniz kiminle dostluk kuracağına dikkat etsin. (Hadis-i Şerif)
  • Allah (C.C) İnsanların gizli ayıplarını araştırmamazı ister.
  • Birbirinize buğz etmeyin, birbirinize hased etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; Ey Allah'ın kulları, kardeş olun.
  • Zor durumda size gerçekten destek olacak gerçek dostlar edinin.
  • Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez ve onu zalime teslim etmez. Kim kardeşinin yardımında bulunursa Allah da (c.c) ona yardım eder. Kim bir müslümanın sıkıntısını giderirse Allah da [c.c] onun kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir müslümanın ayıbını örterse Allah da [c.c] kıyamet gününde onun ayıplarını örter. (Hadis-i Şerif)
  •  İnsanların ayıbını ortaya çıkarmamalı, araştırmamalı, duyurmamalı.
  • Tartışmamalı, kavga etmemeli, sinirlenmemeli. Dostlarını kırmamalı.
  • İnsanlara merhamet etmeyene, Allah da merhamet etmez. (Hadis-i Şerif)
  • Gerçek pehlivan öfkelendiği zaman nefsine hakim olabilen kimsedir. (Hadis-i Şerif)
  • Suizan etmeyin. Suizan, yanlış karar vermeye sebep olur. İnsanların gizli şeylerini araştırmayın, kusurlarını görmeyin, münakaşa, haset ve düşmanlık etmeyin, birbirinizi kardeş gibi sevin ve çekiştirmeyin. (Hadis-i Şerif)
  • Suizan ettiğiniz zaman gerçekten öyle mi diye araştırmayın.  (Hadis-i Şerif)

5 Temmuz 2010 Pazartesi

Allah için Yapın

Her ne yapacaksanız, “ALLAH için” yapın! Hatta İslâma hizmet ederken de niyetiniz halis olsun. Yoksa karşılığını göremezsiniz âhirette. Çünkü Cenab-ı Hak kendi dînini fasık ve facir kimselerle de kuvvetlendirir. Onun için İslâma hizmet bile olsa, “ALLAH için” yapılmadıkça kıymeti olmaz.

Âhirette kulun “İhlâslı” ve “İhlâssız” amelleri ayrılacak. İhlâssız ameller için; “Sen bunları kim için yaptınsa, mükâfatını ondan iste!” denecektir.

ALLAHü teâlâ sizin şekillerinize ve işlerinize değil, niyetinize, yâni o işi ne için yaptığınıza bakar. “Nasıl yaptın?” değil, “Niçin yaptın?” diye soracak.Eğer “ALLAH için” yapmışsa çok iyi. Yoksa, hiç kıymeti yok.

4 Temmuz 2010 Pazar

Okuma Notları: Gençlere Pırlanta Ölçüler 1

  • Namazı cemaatle kılmalı. Hanbeli ve Şafii mezheplerine göre bu Farz-ı ayın iken Hanefi ve Maliki mezheplerine göre Sünneti Müekkede (Yani Kuvvetli Sünnet, Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem'in çok nadir terk ettiği sünnetler) olarak kabul edilir.
  • Cehennem çukurunun çevresi şehvet ve fuhşiyatla çevrilidir
  • Şaka yaparken bile yalan söylememeli
  • Çevreyi ve tabiatı korumaya dinimiz önem vermektedir
  • Bizim düşmanımız rahat ve tembelliktir
  • Şeytan daha ziyada tembellere hücum eder
  • Zamanı iyi değerlendirmeliyiz
  • İnsan göz nimetinin değerini bilmeli (Ya kulak, burun,el, ayak vs? Hiç düşünmez misin şükürsüz nefsim ya bunlardan birini kaybetsen halin ne olur?)
  • İyi arkadaşlar insanı cennete götürür, kötü arkadaşlar cehenneme
  • Her iyilik büyüktür, iyiliği küçük görmemeli
  • Nefis daima kötülüğü emreder
  • Örtünmenin önemi: En verimli meyveler zararlı ışınlardan korunan tarlalardan gelir (Geçenlerde yolda yürürken, dar kıyafetler giymiş bir bayan önüme çıktı. Ben de hemen başımı çevirdim ve başımı çevirince ona yercesine bakan erkeklerin bakışlarını gördüm. Açıkcası o an o kıza çok acıdım. O aç, şehvet dolu bakışlara, hedef olmak ne kötü bir şey.)
  • Nefsin bütün arzularını yerine getirmek mümkün olmadığına göre, mutlaka bu işe bir sınır koymalı. Bu sınır ise Kitap ve Sünnet tarafından tayin edilmiştir.
  • Hayır hayır, günah günahı doğurur.
  • Namaz mü'minin en büyük meselesidir. İnsan namazda, namazdan başka bir şey düşünmemeli, görmemeli ve duymamalıdır.
  • Küçük günahları ehemmiyetsiz görmek ve işlemeye devam etmek; büyük günah işlemek kadar fena olabilir. Örneğin zina etmek büyük bir günahtır; sürekli olarak harama bakıp bunu ehemmiyetsiz görmek hafife alındığı takdirde zina derecesinde günah olabilir.
  • Her bir günah içinde küfre giden bir yol vardır.
  • İnsanın günahtan rahatsızlık duymaması, günah işlemekten daha büyük bir günahtır.
  • Kişinin kendi akıbetinden sürekli endişe etmesi çok önemli bir hadisedir.
  • İmansızlık mevcut bütün faziletleri sıfırlayacak kadar korkunç bir cinayettir. 
  • İnsan dünyaya bir defa gelir ve yerine getirmesi gerekli vazifeler için kendisine ancak bir defa fırsat verilir.
(Kusurumuz varsa Allah affetsin inşallah)

2 Temmuz 2010 Cuma

Mevlam Görelim Neyler Neylerse Güzel Eyler

***************************************************************
DOST İSTERSEN ALLAH YETER.
YARAN İSTERSEN KUR'AN YETER.
MAL İSTERSEN KANAAT YETER.
DÜŞMAN İSTERSEN NEFİS YETER.
NASİHAT İSTERSEN ÖLÜM YETER.
***************************************************************

Hak şerleri hayr eyler
Zannetme ki gayr eyler
Ârif anı seyreyler
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Sen Hakka tevekkül kıl
Tefviz et ve rahat bul
Sabreyle ve râzı ol
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Kalbin O'na berk eyle
Tedbirini terk eyle
Takdirini derk eyle
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Hallâk-ı Rahim oldur
Rezzâk-ı Kerîm oldur
Fa'âl-i Hakîm oldur
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Bil Kadi-i hacâtı
Kıl ana münâcâtı
Terk eyle murâdâtı
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Bir işi murad etme
Olduysa inad etme
Haktandir o reddetme
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Hakkın olacak işler
Bostur gam-u tesvişler
Ol hikmetini işler
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Hep işleri fâiktır
Birbirine lâyıktır
Neylerse muvafıktır
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Dilden gamı dûr eyle
Rabbinla huzûr eyle
Tefvîz-i umûr eyle
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Sen adli zulüm sanma
Teslim ol evde yanma
Sabret sakın usanma
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Deme şu niçin şöyle
Yerincedir o öyle
Bak sonuna sabreyle
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Hiç kimseye hor bakma
İncitme gönül yakma
Sen nefsine yan çikma
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Mü'min işi reng olmaz
Âkıl huyu ceng olmaz
Ârif dili teng olmaz
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Hoş sabr-i cemîlimdir
Takdîr kefilimdir
Allah ki vekilimdir
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Her dilde anın adı
Her cânda anın yâdı
Her kuladır imdâdı
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Naçar kalacak yerde
Negâh açar ol perde
Dermân eder ol derde
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler



Her kuluna her ânda
Geh kahr u geh ihsânda
Her ânda o bir sânda
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Geh mu'tî u geh mânî
Geh dâr u geh nâfî
Geh hâfiz u geh râfî
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Geh abdin eder ârîf
Geh eymen u geh hâif
Her kalbi odur sârif
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Geh kalbini boş eyler
Geh hulkunu hoş eyler
Geh askina dûş eyler
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Geh sâde vü geh rengin
Geh tâbin eder sengin
Geh hürrem ü geh gamgin
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Az ye az uyu az iç
Ten mezbelesinden geç
Dil gülsenine gel göç
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Bu nâs ile yorulma
Nefsinle dahî kalma
Kalbinden ırâg olma
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Geçmisle geri kalma
Müstakbele hem dalma
Hâl ile dahî olma
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Her dem anı zikreyle
Zirekliği koy şöyle
Hayrân-i Hak ol söyle
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Gel hayrete dal bir yol
Kendin unut anı bul
Koy gafleti hazır ol
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Her sözde nasîhat var
Her nesnede ziynet var
Her işte ganîmet var
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Hep remz u işârettir
Hep gamz u beşârettir
Hep ayn-ı inâyettir
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Her söyleyeni dinle
Ol söyleteni anla
Hoş eyle kabul cânla
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Bil elsine-i halki
Eklâm-i Hak eyle Hakki
Öğren edeb-u hulku
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Vallâh güzel etmiş
Billâh güzel etmiş
Tallâh güzel etmiş
Allah görelim n'etmiş
N'etmişse güzel etmiş

Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz. (r.a.)